Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ın Türkiye’nin demokrasiye doğru attığı bir adım olduğunu, Türkiye’nin 75 yıl önce ilk gerçek seçimini gerçekleştirdiğini söyledi. “Bu seçimde tek partili Cumhuriyet Halk Partisi kaybetti, Demokrat Parti halkın iradesinin korumasıyla iktidara geldi. Halkımız haykırdı: ‘Yeter, dünya halkındır.’ Böylece tek partili faşizmin çöküşünden sonra Menderes ve arkadaşları tek başlarına iktidara geldiler. O zamanki Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının üniversite öğrencilerini sokağa döken tehditlerine, kışkırtmalarına ve siyasi kışkırtmalarına rağmen merhum Menderes on yıl boyunca Türkiye’ye önemli katkılarda bulundu. Onun çabaları sayesinde halkımızın gözbebeği olan İmam Hatip Okulu açıldı ve 18 yıl sonra Hz. Muhammed ezanı olduğu gibi okundu. Yıllardır yoksulluktan, sıkıntıdan ve utançtan kurtulamayan bu Anadolu köylüsü, zamanında ilk kez sandaletlerini çıkardı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs 1950’de ülkenin yola, elektriğe, makineye, traktöre ve devlet hizmetlerine kavuştuğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrat Parti’nin iktidarda kaldığı 10 yılın demokrasi ve kalkınma hamleleri açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Demokrasimiz sonraki yıllarda darbelerden ve vesayet girişimlerinden ağır darbeler almış olsa da milletimiz her zaman iradesine sahip çıkarak demokrasi bayrağını yeniden yükseltmiştir. Milli iradenin gerçek anlamda tecellisinin 75. yıl dönümünde, şehit Başbakanımız Adnan Menderes başta olmak üzere demokrasinin tüm kahramanlarını bir kez daha rahmetle anıyoruz. Merhum hocamız Negip Fazıl, ‘Öfkesinden Zeybek’imi vurdular, çukuru taşla doldurup ayağa kalkması için tuzak kurdular’ demişti.” Zeybeğim, Zeybeğim ne oldu sana, Allah deyip şöyle bir doğrulsana’ diyerek uğurladığı millet ve memleket sevdalısı o güzel insanları, inşallah, hiçbir zaman unutmayacağız. Dünya durgunlaşmaya devam ettiği sürece, 14 Mayıs 1950 Halk Devrimi’nin liderlerini sudan bahanelerle asanları üzüntüyle, öfkeyle, nefretle anmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyon ortağı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin geçen yıl ekim ayında ortaya koyduğu kapsayıcılık, hoşgörü ve teşvik tavrının, şüphesiz bugün de devam eden hayırlı bir sürecin başlangıcı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan bu yana bu yönde pek çok iyi niyetli girişimde bulunulduğunu ancak şunları da kaydetti: “Bu girişimlerin hepsi, bazı iç ve dış çevrelerin farklı hesapları nedeniyle başarısızlığa uğradı. Son 40 yıldır, özellikle 1990’lı yıllarda, bazı yanlış uygulamaların etkisiyle terörizmin kökleri geri çekilmedi, aksine yayılmaya devam etti. Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığımız dönemlerde devam eden ve binlerce yurttaşımızın ölümüne yol açan bu terör atmosferini sona erdirmeye her zaman kararlılıkla bağlı kaldık. Hatta hiçbir siyasetçinin almadığı riskleri aldık ve bunun için çok ağır yükler üstlendik. Ne yazık ki bu samimi çabalarımız da gizli kanlı hesaplarla yapılan saldırılarla baltalandı. Bunun sonucunda örgütün faaliyetlerine başladığı 40 yılı aşkın sürede Türkler, Kürtler ve diğer etnik gruplar da dahil olmak üzere milletimizin tüm fertleri kayıplar verdi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, trilyonlarca dolarlık devasa kaynakların vatandaşın yararına kullanılması gerekirken, doğrudan terörle mücadeleye veya dolaylı olarak terörün yol açtığı ekonomik ve sosyal sorunların çözümüne harcandığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörizm gibi köklü bir soruna ortak akıl ve vicdanla, “tek millet, tek bayrak, tek millet, tek devlet” temelinde uzlaşı sağlanması yolundan memnuniyet duyduklarını söyledi. “Bir söz vardır: ‘Her şeyin bir kusuru vardır ve ancak sınandığında ortaya çıkar.’ Bir ülke ve bir halk olarak terörizm sınavından geçtik ve bu son derece ağır bir sınavdı; bedelini ödedik, dersini aldık ve sonunda bu felaketten tamamen kurtulduk. Öte yandan bölgemizde yaşanan her şey terörizmin hiçbir iyi sonuç getiremeyeceğini gösteriyor. Terör, silah, şiddet ve yasadışı eylemlerin dönemi bitti. Meşru ve kabul edilebilir yollar olsa da başka yollar aramak hem akıl dışıdır hem de zamanın ruhuna aykırıdır. Kimse aksini iddia edemez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’nin 23 yıldır iktidarda kalabilmesinin, her kesimden, her inançtan insanı bir araya getirerek bu mutabakata varması sayesinde olduğunu belirterek, bu mutabakata inandıkları ve Cumhur İttifakı olarak destek verdikleri için ülkenin birçok sıkıntıdan kurtulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örgütün aldığı karar, milletle birlikte yaşama ve gelecek konusunda vardığımız mutabakatın gereği niteliğinde bir adımdır” dedi. “Örgütün Suriye ve Avrupa’daki şubelerinin de bu gerçekleri kabul edip dağılma ve silahsızlanma sürecine katılmaları hayati önem taşıyor. Avrupa’da ve dünyanın diğer yerlerinde örgütü destekleyen lobi gruplarının ülkemizin yanında durmasını ve Türkiye karşıtı faaliyetlere katılmamasını istiyoruz. Türkiye’nin adının terörizmle değil, bilim, kültür, sanat ve demokrasi ve insan gelişiminin iyileştirilmesiyle anılmasını istiyoruz. Bu hedef önemli ölçüde başarılı olursa, 86 milyon insanın tamamı bundan faydalanacaktır. Bu vesileyle, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli’ye özellikle teşekkür ediyoruz ve bugüne kadar ‘Terörsüz Türkiye’ kampanyası için yaptığı sıkı çalışmanın ve fedakarlıkların farkındayız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta merhum İstanbul Milletvekili Ciri Süreyya Ondal olmak üzere, Demokrat Parti içindeki sürece ülke adına güçlü destek veren tüm sorumlulara, eş başkanlara ve siyasetçilere teşekkür ederek, “Önümüzdeki dönemde de aynı sağduyulu tartışmaları sürdürmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, süreçteki yapıcı yaklaşımlarından dolayı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgül Özer ve diğer parti liderlerine teşekkür ederek, “Sürece mesafeli davransalar da, zaman zaman çok olumsuz yaklaşımlarda bulunsalar da, sorumlu siyasi çizgiden sapmayan muhalefet genel başkanlarına da minnettarız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetçilerin, hatta siyasi muhaliflerin bile görevlerini demokratik meşruiyet çerçevesinde yerine getirmelerinin, temsil ettikleri toplumsal sınıfların duygularını dile getirmelerinin büyük önem taşıdığını vurguladı. “Elbette bu noktayı göz ardı etmemek gerekir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin sağladığı fırsatlar, bugüne kadarki sorunsuz ilerlemeye önemli bir katkı sağlamıştır. Elbette, böylesine tartışmalı bir konu ittifak yapısı içinde çözülemez, çünkü her ittifak yapısı konuyu farklı bir yöne götürecektir. Elbette önemli olan uygulamadır. Ulusal istihbarat teşkilatımız taahhütlerin yerine getirilip getirilmediğini yakından izleyecektir. Teşkilat sorumluluklarını yerine getirdiğinde, kalan konuları tartışmak, müzakere etmek ve ilerletmek siyasetin işi olacaktır.” Bu nedenle herkesi sağduyuyu elden bırakmadan, konudan sapmadan, iyimser, umutlu ama aynı zamanda yumuşak bir tavırla gelişmeleri takip etmeye davet ediyoruz. ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bundan sonra askerlerin vatan savunması ve sınır ötesi sorumluluklarının gerektirdiği görevleri daha rahat ve güvenli bir şekilde yerine getirebileceklerini söyledi; Ülkeyi tehdit eden güvenlik yapılanmaları, özellikle organize suç şebekeleriyle mücadeleye polis teşkilatının daha fazla kaynak ve enerji ayırabileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün gölgesinin kalkmasıyla bölge halkının, yaşadıkları yerlerin yeni yatırım, yeni gelir ve iş imkânları anlamındaki potansiyelini doğru şekilde değerlendirebileceğini ve rahatlayacağını vurguladı. “Terörizmin vesayetinden kurtulmuş iç siyasette, ülkemiz ve şehirlerimiz için daha güzel, daha hayırlı, daha etkili umutlar yaratma imkânına sahibiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan yatırımcılara seslendi: “Uluslararası girişimcileri ekonomimizin dokunulmamış alanlarına kazan-kazan anlayışıyla yatırım yapmaya çağırıyorum. Terör nedeniyle 40 yıldır kullanılmayan kaynakları harekete geçirmeye başladık. Başta petrol olmak üzere tüm mineral kaynakları hızla devletin emrine vereceğiz. Tekstilden makineye kadar tüm sanayi sektörlerinde yeni tesislerin inşasını teşvik edip destekleyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşsiz tarihi ve doğal güzelliklere sahip bu bölgeyi gözde turizm merkezi haline getireceklerini söyledi.
Erdoğan, Güneydoğu’nun bereketli topraklarını, sulamadan tohuma kadar her alanda yüksek verimli tarım projeleriyle birleştireceklerini, gıda sektöründe küresel liderliğini güçlendireceklerini, gençleri ve kadınları sosyal ve ekonomik kalkınmanın ana oyuncuları haline getireceklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Sadece güvenlik ve barış anlamında değil, turizmden kültüre, yatırımdan toplumsal barışa kadar birçok alanda yeni bir dönem bizi bekliyor. Tüm bu hedeflere ulaşmak için gerekli planlamayı, çalışmayı ve hazırlığı şimdiden başlattık. Umarım bu tarihi fırsat samimiyet ortamında en iyi şekilde değerlendirilir ve küçük hesaplarla, uluslararası entrikalarla heba edilmez. ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşmak için kararlılıkla, sabırla, iyi niyetle ve yapıcı anlayışla hareket etmeye devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getireceklerini belirterek, her zaman 86 milyonun güvenini kazanacak bir duruş sergileyeceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Örgütün dağıtılması ve silahların bırakılması kararı alındıktan sonra vatandaşla sevinci paylaşmayacağız, ekran başında övünenleri geride bırakıp geleceğe birlikte yürüyeceğiz. Son 40 yılda ödenen acı bedel ortada ama biz sadece ‘Örgüt silah bırakırsa benimle ne alakası var?’ diyen zenginlere sempati duyuyoruz.” dedi. ve Allah’a onlara öngörü ve bilgelik vermesi için dua edin. Türkiye’de barışı, kardeşliği ve dayanışmayı daha da güçlendirmek için çabalıyoruz ve aynı zamanda bölgede ve dünyada barışa aktif olarak katkıda bulunuyoruz. Bugün ülkemiz barışçıl diplomasinin merkezlerinden biri haline geldi. Türkiye’nin bölgesel ve küresel krizlerin çözümünde destek, yardım ve arabuluculuk arayan ülkelerden biri olduğu şüphesizdir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Salah ile yaptığı telefon görüşmesini hatırlatarak, “Bu görüşmenin temeli neydi? Özellikle bölgesel barışı nasıl güçlendirebiliriz?” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin binlerce yıllık devlet tecrübesi, güçlü siyasi liderliği ve iyi yetişmiş diplomatlarıyla bu alanda eşsiz bir konuma sahip olduğunu söyledi.
Bölgesel barış ve istikrar için aldıkları tedbirlerin tüm tarafların güvenini kazandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşı, Pakistan-Hindistan gerginliği, Gazze soykırımı, Somali-Etiyopya görüşmeleri gibi konularda ilkeli, tutarlı, adil ve eşit politikalar benimseyerek tüm tarafların güvenini kazandıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra hazırladığı videoyu izleterek, “Barışçıl diplomatik faaliyetleri birlikte hatırlayalım” dedi. Videoda, Türkiye’nin “Terörsüz bir Türkiye” hedefine ulaşmak için bugüne kadar aldığı önlemlerin yanı sıra Rusya-Ukrayna savaşı, Hindistan-Pakistan gerginliği, Suriye, Karabağ, Somali ve Etiyopya gibi konularda Türkiye’nin yürüttüğü barışçıl diplomasi anlatılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şair Kaşit Sıtkı Tarançi’nin “Bir Ülke İstiyorum” şiirini okuduğu görüntülere de yer verildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en azından Ankara, İstanbul ve Kocaeli dışındaki metropollerin önündeki en önemli sorunun merkezden uzak bölgeler sorunu olduğuna dikkat çekti. Kent merkezlerinden yüzlerce kilometre uzaktaki bölgelerde mezarlıklardan parklara, su temininden temizliğe kadar yerel olarak yürütülmesi gereken hizmetlerin koordinasyonunun kolay olmadığını, bu nedenle büyükşehirler ile bölgesel belediyeler arasındaki güç paylaşımının gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin birçok konuda yetkilerinin örtüştüğünü, bu yetkilerin zaman zaman çatışmalara bile yol açtığını kaydetti. “Ekranda görebileceğiniz gibi, farklı partilerden Metropolitan Şehir Polisi ile İlçe Şehir Polisi arasında gerginlikler yaşanabilir ve herhangi bir konu yüzünden kavgalar çıkabilir. Bu tür rahatsız edici sahnelerden kaçınmak için, güç alanının daha net bir şekilde belirlenmesi çok işe yarayacaktır,” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm bu sorunların çözümünün, meselelere tarafsız bir bakış açısıyla bakmaktan geçtiğini söyledi. “Bu çağrının güncel siyasi veya adli gelişmelerle hiçbir ilgisi olmadığını, tamamen ülkemizdeki yaşam kalitesinin iyileştirilmesi, özellikle de depreme dayanıklılık önlemleriyle ilgili olduğunu vurgulamak istiyorum. Ülkenin içinde bulunduğu kötü duruma ilgi gösteren ve sorunlarına çözüm bulma isteği gösteren tüm siyasi partilere teşekkür etmek istiyorum” dedi.